Teknoloji dünyasında uygulama geliştirme süreçlerinde kullanılan yöntemlerden bir de Hybrid uygulamalardır. Melez ya da karma gibi isimlerle de adlandırılan Hybrid uygulamalar, bilinen mobil uygulamaları geliştirme mantığıyla oluşturulurken, tüm işletim sistemlerinde çalışmasını sağlamak üzere içeriğine web uygulamaları da ekleniyor. Web uygulamaları ile entegre çalıştırılan bu sistem ise Hybrid mobil uygulama olarak adlandırılıyor. Hybrid mobil uygulamalar, hızlı çalışan ve düşük maliyet getiren bir süreçte yapılandırılırken, birçok işletim sistemine uygulama yazabilme şansını da sunuyor. AR-GE (ARaştırma-GEliştirme) çalışmaları ile geliştirilen Hybrid mobil uygulamalar, farklı işletim sistemlerine kolayca uyarlanabilir. 

Hybrid mobil uygulamaların yaygın olarak tercih edilme nedenleri, kullanıcılara daha hızlı ulaşma imkânı sunması ve ekonomik olması olarak gösteriliyor. Bir mobil uygulama geliştirmek ve sanal mağazalarda bulunmak  istiyorsanız yapabileceğiniz iki farklı seçim vardır. Birincisi daha maliyetli olan ve genelde daha profesyonel amaçlarla üretilen native  mobil uygulamalar ikincisi ise hybrid olarak adlandırılan mobil uygulamalardır. Hybrid ya da hibrit, karma veya melez olarak da tanımlanan hybrid mobil uygulamalar, en fazla kullanılan ve tercih edilen uygulama türüdür. Bunların karma ya da melez olarak tanımlanmasının sebebi ise işletim sistemine bağlı olacak şekilde kurulabilmesine rağmen bir web uygulaması şeklinde çalışmasıdır. Bu tip aplikasyonlar aslında JavaScript, CSS veya HTML dilleri aracılığıyla oluşturulur. Ancak daha sonra  Webview diye adlandırılan bir tarayıcı ile aktive edilmektedir. Hibrit uygulamalar çoğunlukla süreçler açısından fazla zamanın olmadığı, büyük beklentilerin olmadığı ve hızlı çözüm odaklı geçici olabilecek durumlarda tercih edilmektedir. Geliştirme süreçlerinin daha hızlı olması çabuk sonuç alma avantajını sağlasa da diğer açılardan dezavantaj teşkil edecek sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Gelişen teknolojiler ve yapay zeka çalışmaları, piyasaya sürülen bir mobil uygulama ile yüksek miktarda gelir elde etmeyi kolaylaştırıyor. Kullanıcı deneyimi yüksek olan uygulamalar ise daha büyük kazanç potansiyelleri sunuyor. Lokasyon bazlı olmayan her uygulama, küresel boyutta ilgi görüyor. Sınırları ortadan kaldıran ve tüm dünya kullanıcılarını hedef kitlesi içerisinde alan Hybrid mobil uygulamalar, her geçen gün daha fazla tercih ediliyor. Uygulama geliştirme süreçleri iki ana başlık altında toplanıyor. 

Bunlar;

  • Native uygulamalar
  • Hybrid uygulamalar şeklinde oluyor.

Hybrid Mobil Uygulama ve Native Mobil Uygulama Farklılıkları

İnternet zeminli mobil uygulamalar, günümüz teknoloji dünyasında bilgiye ulaşmanın en kolay yolunu sunuyor. Akıllı telefon, tablet gibi mobil cihazlar, bankacılık işlemlerinden, eğlence amaçlı kullanıma kadar, geniş bir yelpazede kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılıyor. Her geçen gün bir yenisi eklenen oyunlar, sosyal medya platformlarının uygulamaları, kullanıcıların yaşamlarında önemli bir yer kaplıyor. Temposu gittikçe artan yaşam rutinlerinde, iletişim kurma biçimleri bile mobil uygulamalar üzerinden gerçekleşiyor. Yapılan araştırmalar, mobil uygulama sayılarının günümüz itibariyle, milyonların üzerinde olduğunu gösteriyor. Günlük yaşamın nerdeyse her anında yanı başımızda olan mobil uygulamaların AR-GE ve oluşturulma süreçlerine büyük emek veriliyor. Mobil uygulamalar, değişen kullanıcı profili, ihtiyaçları, beklentileri gibi birçok dinamiği iyi bir şekilde analiz ederek ve yöneterek sistemlerini geliştiriyor.

Mobil uygulama geliştirmek ve sanal mağazalarda yer alarak potansiyel kullanıcılarına ulaşmak isteyenler için iki çalışma yöntemi bulunuyor. Birincisi çok daha profesyonel süreçlerde geliştirilen ve kısmen daha maliyetli olan Native mobil uygulamalar, diğeri ise Hybrid mobil uygulamalar şeklinde ifade ediliyor. Her iki mobil uygulama yönetimde, bazı temel farklılıklar bulunuyor. Native mobil uygulama, belirlenmiş bir işletim sisteminde, belirlenmiş cihazlarda ya da yazılımlarda çalışabilen uygulama türleri arasında yer alıyor. Belirlenen sistemler dışında native mobil uygulamaların çalışması söz konusu olmuyor. Hybrid (Hibrit) mobil uygulamalar ise temel uygulama geliştirme süreçlerinde hazırlanırken, içerisine web destekli, tüm sistemlerde çalışmaya izin veren yazılımlar da ekleniyor. Hybrid mobil uygulamaların yazılımlarında, HTML, CSS ya da JavaScript kodları da yer alıyor. Hybrid mobil uygulamalar, Webview adlı tarayıcı desteği ile tüm cihazlarda aktifleştiriliyor. Hızlı tüketime yönelik, kolay ulaşılabilen ve kısmen daha düşük maliyetli olan Hybrid mobil uygulamalar, sanal mağazalarda yerini alıyor.

Hybrid Mobil Uygulama Avantajları

Sınırlı zamana sahip, piyasaya çok daha hızlı ürün çıkarmak isteyen şirketlerin öncelikli tercihi Hybrid mobil uygulamalar oluyor. Geliştirme süreci ve maliyetleri söz konusu olduğunda Hybrid mobil uygulamalar, şirketler için en iyi çözümü sunuyor. Alternatiflerine göre çok daha kısa sürelerde hazırlanan Hybrid mobil uygulamalar, sanal marketlerde yerini alıyor. Şirketler açısından rekabet üstünlüğü sağlayan Hybrid mobil uygulamaların, diğer avantajları ise aşağıdaki şekilde sıralanıyor;

  • Cihazların genel uyumluluğu için HTML, CSS gibi yazılımlarla geliştirilen Hybrid mobil uygulamalar, tüm işletim sistemlerine adapte edilebilir
  • Hızlı oluşturulmasının yanında, düşük maliyetli üretim süreci sunan Hybrid mobil uygulamalar, her işletim sistemine özel ayrı bir yazılım maliyetini ve zaman kaybını ortadan kaldırıyor
  • Hybrid mobil uygulamalar, iOS ve Android işletim sistemlerinde eş zamanlı uygulamayı mümkün kılıyor
  • Kullanılan cihazların özelliklerinden yararlanarak, uygulamanın geliştirilmesi kolaylaşıyor
  • Farklı işletim sistemleri için yazılmış ayrı kodlar yerine tek kod temelinde kurgulanan Hybrid mobil uygulamalar, yönetilme ve güncelleştirme işlemlerini de daha kolay hale getiriyor
  • Hybrid mobil uygulamalar, kullanıcılarına hem online hem de offline çalışma seçeneği sunuyor
  • Hybrid mobil uygulamaların satışı, tüm sanal mağazalar üzerinden gerçekleştirilebiliyor

Hybrid Mobil Uygulamalarda Güvenlik

Mobil uygulamalar söz konusu olduğunda, en sık karşılaşılan sorulardan biri de “Hybrid mobil uygulamalar güvenli midir?” sorusu oluyor. AR-GE ve üretim süreçleri ne kadar hızlı yürütülüyor olsa da, Hybrid mobil uygulamaların güvenlik alt yapıları titizlikle oluşturuluyor. Uygulamanın temelinde yer alan kod yazılımlarının güncelliği ise güvenilirlik düzeyini artıyor. Hybrid mobil uygulamalar için güvenlik risk faktörü, herhangi bir mobil uygulamadan daha düşük oluyor. Görece olarak Native mobil uygulamaların tek tip yazılım, tek tip cihaz üzerinde kurgulanıyor olması risk faktörünü düşürüyor gibi görünse de Hybrid mobil uygulamalarda güvenlik konusunda yaşanmış, olumsuz somut bir örnek bulunmuyor. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kötü amaçlı yazılımlar da gündeme geliyor. Ancak Hybrid mobil uygulamalar için oluşturulan güvenlik duvarları, bu tür yazılımlara geçit vermiyor. 

Oluşan ya da oluşabilecek tehditlere karşı alınan önlemler ile risk faktörü minimalize ediliyor. Hybrid mobil uygulamalar, Framework zemininde hazırlanıyor. Framework, öncesinde hazırlığı yapılmış, test edilmiş, kullanımı uygun bulunmuş, üzerinde çalışmalar yapılabilen kod dökümanları olarak ifade ediliyor. Uygulama geliştirme sürecini ve iş yükünü yarı yarıya indiren Frameworkler, Hybrid mobil uygulamalar için güvenlik konusunda da büyük destek oluşturuyor.

Hybrid Mobil Uygulamaların Özellikleri ve Geliştirme Platformları

Hybrid uygulama, mobil uygulamaların tek kod sistemi ile yazılması ile oluşturulan ve Android, iOS, Windows gibi platformlarda çalışmasını destekleyen uygulama türü olarak ifade ediliyor. Hybrid uygulamaların geliştirme ve piyasaya sürülme aşamaları, işletmeler için oldukça cazip fırsatları içerisinde barındırıyor. Hybrid mobil uygulamaların birçok avantajı olsa da sistemleri gereği bazı dezavantajları da bulunuyor.  Eksik ve olumsuz yönleri ise alternatiflerine göre biraz daha yavaş işlemeleri olarak gösteriliyor. Oyun performansı ve kullanıcı deneyimi açısından native uygulamalara göre daha kötü performans sergiliyorlar. İşleyişleri dışında, güncellemeler sırasında, uygulamanın bir üst sürümüne geçişlerde, bazı teknik sorunlarla da karşılaşılıyor. En sık karşılaşılan Hybrid mobil uygulama sorunları ise kamera ve GPS özelliklerinin erişim yöntemleri değiştiğinde, güncellemeler sırasında yaşanıyor. Toplamda az sayıda şikayete neden olan Hybrid mobil uygulamalar, kullanıcı profilleri üzerinde yapılan müşteri memnuniyeti araştırmalarında, diğer seçeneklere göre yüksek puanlarla değerlendiriliyor. Hybrid mobil uygulamaların yazılım süreçlerinde HTML, JavaScript gibi kod teknolojileri kullanılıyor. Hybrid uygulamaların geliştirme süreçlerinde yararlanılan platformlar ise aşağıdaki şekilde sıralanıyor;

Apache Cordova

Mobil uygulamaların geliştirilme iskeletine verilen isimdir ve yaratıcısı Nitobi’dir. 2011 yılında Adobe’nin Nitobi’yi satın alması ile birlikte PhoneGap ismiyle yeniden markalaştırılmıştır. Açık kaynaklı versiyonu olan yazılım, günümüzde Apache Cordova adıyla tüm mobil uygulama geliştirme süreçlerinde kullanılıyor.

Titanium

Android geliştirme uygulamalarında en çok tercih edilen platformdur. JavaScript ve API’lerinin, mobil uygulamaların geliştirilmesinde kullanıldığı araç olarak adlandırılıyor. Titanium platformunda JavaScript ile mobil uygulamaların daha hızlı ve kolay geliştirildiği görülüyor.

Xamarin

Windows, İos ve Android gibi alt yapılarda, yüksek performanslı uygulamaların oluşturulmasını destekleyen bir platformdur. Xamarin platformunun, temel platformlarda kullanılan kodlarla, paylaşılan kodların iletişimini yönetme özelliği de bulunuyor. Xamarin platformu bellek ayırma işlemleri gibi titizlik gerektiren ayrıntıların kolaylıkla yönetilmesini de sağlıyor.

Yukarıda belirtilmiş olan tüm platformların kullanımı ile Hybrid mobil uygulamalarında cihazların bir çok özelliğine ulaşmak ve yönetmek mümkün oluyor.

Hybrid Mobil Uygulama İçin Kullanılan Programlama Dilleri

Akıllı telefonlar ve mobil uygulamalar yaşamın vazgeçilmez birer parçası olmaya devam ediyor. En sık kullanılan mobil uygulamalar arasında, bankacılık işlemlerinin gerçekleştirildiği mobil banka uygulamaları, devlet kurumlarına dair güncel işlemlerin kolayca yürütülmesini sağlayan E-Devlet uygulaması, Whatsapp ve Sosyal Medya uygulamaları yer alıyor. Her geçen gün sayısı artan mobil uygulamalar, kullanıcı deneyimini iyileştirmek adına periyodik olarak güncellemelere gidiyor. Tüm mobil uygulamalar, hayatımızı kolaylaştırırken, sosyal yaşamı da zenginleştiriyor. Müşteri memnuniyeti yaratmayı amaçlayan ve sürdürülebilirliği güçlü mobil uygulamaların geliştirme sürecinde, doğru bir programlama dilinin seçilmesi önem taşıyor. Hybrid mobil uygulama geliştiricilerin kullandığı programlama dilleri ise aşağıdaki şekilde belirtiliyor;

JavaScript

Mobil uygulama geliştiricilerin en sık kullandığı programlama dillerinin başında JavaScript geliyor. Aynı zamanda Android uygulamalarının geliştirilmesinde resmi dil olarak kabul edilen JavaScript, sanal mağazalarda yer alan uygulamaların bir çoğunun yazılımında kullanılan programlama dili oluyor. Google’ın en fazla desteklediği, sorunsuz altyapı hizmeti sunan JavaScript, kullanıcılar açısından da memnuniyet yaratıyor. Oluşabilecek her sorun da çevrimiçi Java desteği sunan platform, başarılı yönetimi ile tercih nedeni olmaya devam ediyor.

Python

Mobil uygulamaların geliştirme süreçlerinde kullanılan Python, son yılların en popüler programlama dili olarak gösteriliyor. Android cihazlara ait mobil uygulamaların hazırlanmasına destek sunan Python, alternatiflerine göre daha kolay bir dil seçeneği sunuyor. Python’un en güçlü özellikleri arasında, ölçümleme yapabilme ve esneklik özelliği gösteriliyor. En yaygın Hybrid mobil uygulamalardan  Instagram ve Dropbox’ın Python programlama dili ile oluşturulduğu biliniyor.

C Sharp (C#)

Microsoft’un .net teknolojisinde kullanılmak üzere geliştirmiş olduğu  programlama dili C Sharp, mobil uygulamaların geliştirilmesinde ideal bir zemin sunuyor. Xamarin platformu ile entegre işlem yürütme özelliğine sahip olan C Sharp, tüm platformlarda çalışabilir yüksek uyumluluğa sahip uygulamaların geliştirilmesine destek veriyor. C Sharp programlama dili, Windows, ios ve Android işletim sistemlerine uygulanabiliyor.

Kotlin

Adını Rusya’nın Kotlin adasından alan, Java tabanlı çalışan statik programlama dilidir. Kotlin, çapraz platformlarda da kullanılmak üzere geliştirilmiştir. 2017 yılından itibaren Google tarafından da desteklenmeye başlayan Kotlin programlama dili, mobil uygulamaların geliştirme süreçlerinde Java’dan yararlanmayı mümkün kılıyor. Uygulamaların daha sade ve iyi görünmesini sağlayan Kotlin, tüm mobil cihazlarda sorunsuz şekilde çalışma sağlıyor. Tek tip kodlama prensibi ile çalışan Kotlin, kullanılması ve yönetilmesi kolay programlama dilleri arasında gösteriliyor.